İşletme Sermayesi Yönetimi Nedir ?

30/03/2024 10:59

İŞLETME SERMAYESİ DÖNGÜSÜ (WORKING CAPITAL CYCLE)

Büyük yatırımlar borç finansmanı ile (banka kredileri veya borçlanma araçları) veya hisse senedi piyasalarından fonlanabildiği gibi, şirkete borç servisi sağlayan, şirketin devam eden operasyonlarından sağlanabilir. En basit ifade ile bu tür fonlar şirketin sattığı mal ve hizmetlerden elde edilir.

Tedarikçi hammaddeyi sağlar, ürün veya hizmetler satılır ve müşteri alacağı doğar. Bir süre sonra şirket alacağını tahsil eder, tedarikçisine ödeme yapar ve nakit fazlası şirkete kalır. Buna İşletme Sermayesi Döngüsü (Working Capital Cycle) denir.

İşletme Sermayesi döngüsünün üç kritik unsuru ticari alacaklar, ticari borçlar ve stoklardan oluşmaktadır. Bu unsurların şirket tarafından kontrolünün (başka bir deyişle işletme sermayesi yönetiminin) şirketin likiditesi açısından kritik önemi bulunmaktadır. Bu konu organizasyonun uzun vadeli başarısı için kritik öneme sahiptir.

NAKİT DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ (CASH CONVERSION CYCLE)

Nakit Dönüşüm Döngüsü (Cash Conversion Cycle) şirketin mevcut operasyonlarından elde ettiği nakdin ne kadar süre ile şirketin işletme sermayesine bağlandığını ölçer. Nakit dönüşüm döngüsü şirketin nakit çıkışlarını ne kadar sürede nakit girişlerine dönüştürdüğünü, başka bir deyişle şirketin mevcut yükümlülüklerini vadesinde ödeyebilmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için ne kadar sürede ve hangi miktarda fonlama ihtiyacı olduğunu gösterir.

OPERASYON DÖNGÜSÜ (OPERATION CYCLE)

Operasyon Döngüsü (Operation Cycle) şirketin ticari alacaklarına ve stoklarına bağlanan nakitten (ekli grafikte yeşil renkli barlar) ticari borçlar çıkarıldıktan sonra kalan likiditeyi gösterir. Bu fonlar henüz ödenmediği için şirket tarafından gelecekte kullanılacak fonları temsil etmektedir.

Nakit Dönüşüm Döngüsü (CCC days) Formülü =Stokta kalma gün sayısı +Ticari alacak gün sayısı - Ticari borç gün sayısı

Stokta Kalma Gün Sayısı (ortalama stok/satılan malın maliyeti)x365 stokların satışa hazır hale gelmesine kadar geçen ortalama gün sayısını göstermektedir. Genellikle şirketler tarafından sipariş taleplerinin dengeli bir şekilde karşılanabilmesi için bu sürenin mümkün olabildiğince kısa tutulması tercih edilmelidir.

Ticari Alacak Gün Sayısı (ortalama ticari alacak/net satışlar)x365 alacakların tahsil edilmesine kadar geçen ortalama gün sayısını göstermektedir. Genellikle şirketler tarafından diğer potansiyel tedarikçileri nezdinde dezavantajlı duruma sokmamak, başka bir deyişle tedarikçilerle yapacağı anlaşmalarda ağır yaptırımlara maruz kalmamak için bu sürenin mümkün olabildiğince kısa tutulması tercih edilmelidir.

Ticari borç gün sayısı (ortalama ticari borç/satılan malın maliyeti)x365 ticari borçların ödenmesine kadar geçen ortalama gün sayısını göstermektedir. Genellikle şirketler tarafından borçların ertelenmemesi, tedarikçileri arasında iyi niyetli ve karşılıklı güvene dayalı ilişkilerin korunması veya herhangi bir erken ödemede sunulan şartlardan avantaj sağlanması koşuluyla için bu sürenin mümkün olabildiğince uzun tutulması tercih edilmelidir.

En kısa süreli Nakit Dönüşüm Döngüsüne (CCC) sahip olan şirketler likidite açısından en ihtiyatlı şirketlerdir. İşletmeler operasyon döngüsünü yoğunlaştırarak (stokta kalma süresini azaltarak, alacakları daha hızlı tahsil ederek) veya tedarikçilere borçları erteleyerek Nakit Dönüşüm Döngülerini (CCC) kısaltırlar. Eğer Nakit Dönüşüm Döngüsü (CCC) negatif ise örneğin ; şirket pazarda güçlü bir konuma sahiptir. Müşterilerine ve/veya tedarikçilerine çalışma koşullarını dikte etmektedir (örneğin ödemelerini ertleyebilmektedir). Nakit Dönüşüm Döngüsü (CCC) aynı sektör ve/veya grupta faaliyet gösteren şirketlerle kıyaslamak daha doğru olacaktır. Çünkü bazı sektörlerde stok bulunmamaktadır (örneğin ; taşımacılık sektörü). Bazı sektörlerde ticari alacak bulunmamaktadır (örneğin ; süpermarketler). Bazı sektörlerde ise satıcı kredileri bulunmaz (çünkü bazı şirketler tedarikçiler nezdinde güven telkin etmezler).

Sonuç olarak Nakit Dönüşüm Döngüsünün (CCC) iyi yönetimi ;

1)Nakit akış tahminlerini destekler,

2)Daha iyi şartlarda uzun vadeli finansman ve yatırım kararları sağlar,

3)Şüpheli alacak (bad debt) riskini azaltır,

4)Likitideyi geliştirir ve dolayısıyla daha güçlü bilanço rasyoları sağlar (ve bundan dolayı kredi itibarında artış sağlar).

Operasyonel ve ticari sınırlamalar nedeni ile işletme sermayesi seviyesi şirketin operasyonlarını olumsuz etkilemeden daha düşük seviyelerde kalabilir. Ancak, işletme sermayesinin yönetimi esasen şirketin çeşitli katmanları arasında bir denge sağlamaktır. Diğer deyişle işletme sermayesi her zaman sorunsuz bir ticari operasyon için gerektiği kadar yüksek seviyede ve finansal verimlilik açısından gerektiği kadar düşük seviyede olmalıdır.

YETERSİZ İŞLETME SERMAYESİ İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER

1)Şirkete uzun süreli yabancı kaynak sağlanması ; Şirketler bankalardan orta ve uzun süreli kredi alarak veya borçlanma araçları ihracı yoluyla işletme sermayesi durumunu sağlamlaştırabilirler.

2)Satıcı kredileri ; Satıcılardan sağlanacak kısa süreli yeni krediler, net işletme sermayesini artırmamakla birlikte, firma bu yolla faaliyetlerini sürdürebilmek için yeni fonlar sağlamış olur.

3)Satış fiyatlarının yeniden ayarlanması ; Piyasa koşulları elverişli olduğu durumda şirketler satış fiyatlarını yükselterek kaynak girişini artırabilirler.

4)Alacak devir hızının artırılması; Şirket peşin satışlara ağırlık vererek kredili satışlarda peşin oranını yükselterek ve/veya vadeyi kısaltarak alacak ortalama tahsil süresini kısaltabilir.

5)Stokların azaltılması ve/veya stok devir hızının artırılması; şirket tarafından alınabilecek diğer bir önlem iyi bir stok kontrolü ile stok tutarını azaltmak ve/veya dönüşüm çabukluğunu artırıcı politikalar izlemektir.

6)Üretim kapasitesini etkilemeyecek şekilde duran değerlerin azaltılması; Şirket finansal duran varlıkların, örneğin iştiraklerini paraya çevirebilir, üretimde kullanılmayan atıl olan duran varlıklarını satabilir, maddi duran varlıklarıyla ilgili olarak sat-geri-kirala işlemlerine girişebilir/başka bir deyişle uzun vadeli kiralama koşulu ile maddi duran varlıkları üzerinden ilave fonlar sağlayabilir.

7)Kısa vadeli borçların konsolide edilmesi, ertelenmesi girişimlerinde bulunulması; Şirket kısa vadeli borçlarını uzun vadeli borç haline dönüştürerek, vadesi gelmiş borçlarını erteleyerek, işletme sermayesi durumunu kuvvetlendirebilir.

8)Şirketin ödenmiş sermayesini artırması ve artan sermayenin para ve dönen varlık şeklinde işletmeye konulması ; orta ve uzun vadede özsermaye karlılığını düşüreceği için bu aslında biraz tartışmalı bir konudur. Şirketin yabancı kaynak özkaynak dengesini korumak koşulu ile uygun faizlerle daha yüksek miktarda banka kredileri ile fonlanması özsermaye karlılığını artıracaktır.

9)Alacaklar güvence oluşturularak varlığa dayalı menkul kıymet çıkarılması, ihracattan doğan alacakları varsa uygun faiz oranları ile dış ticaretin finansmanına yönelik (trade finance) ürünlerinin kullanılması; Şirket ticarete konu edilen mal üzerinde teminat oluşturularak, klasik kredilendirme sürecindeki aşamalara hiç girilmeden kullandırılan kredilerdir. Eğer bir olumsuzluk olursa finansör kurum, teminat olarak aldığı ticarete konu malı satıp riski kapatır. Ayrıca, bazı kurumlar bu finansal işlemi genişletmekte ve hammaddelerin ürüne dönüştürülmesi gibi önemli bir konuyu bile finanse edebilmektedir. Bu finansman tekniği, ticaret faaliyetlerini kolaylaştırmak için tedarik zinciri boyunca genişletilerek kullanılabilir.

Sağlıklı günler dilerim.

Saygılarımla

Cenk Bartın

28.02.2024